Kalp Hastalıklarında Tanı

Kalp Hastalıklarında Tanı

Kalp hastalıklarında teşhisinde bir dizi laboratuvar testi ve görüntüleme yönteminden faydalanılır. Gelişen teknolojiyle birlikte bu tanı yöntemleri de geliştirilmektedir. Hastanın şikayetleri, aile öyküsü, risk faktörleri ve fizik muayene bulguları tanı yöntemlerinden çıkan sonuçlarla birlikte değerlendirilerek en doğru teşhis konur. Kalp ve damar hastalıklarının teşhisinde kullanılan testlerin en yaygın olanları şunlardır.

Kalp Hastalıklarında Kan Testleri

Kalp hastalıklarında risk faktörlerini saptamak ve kalp krizi anında tanı koymak için laboratuvar testleri kullanılır. Kalp hastalıklarında yapılabilecek pek çok kan testi bulunmakla birlikte sıklıkla yapılanlar şunlardır.

Takip amacıyla yapılan testlerin en yaygınları kanda bulunan yağ, kolesterol ve lipid bileşenlerinin kandaki düzeylerinin ölçülmesidir. Ayrıca diyabet takibi için kan şekeri ve glikozile hemoglobin ( Hba1c) ölçülür.

Örneğin, kanınızdaki kötü kolesterol (LDL) seviyesinin belirlenmiş üst limit değerinden yüksek olması damarlarda plak birikimi riski (ateroskleroz) olup olmadığı ya da gelecekte kalp krizi riski taşıyıp taşımadığınız hakkında bir fikir verebilir. Sadece bir kan testinin kalp ve damar hastalığı riskinizi belirlemediğini söylemek gerekir. Kalp hastalıklarında en önemli risk faktörleri sigara, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve diyabettir.

Kalp krizi sırasında tanı koymak için kandaki bazı enzim ve proteinler ölçülür. Kalp kası hücreleri zarar gördüğünde bu hücrelere sahip bazı enzim ve proteinler serbest kalarak kan dolaşımına girerler. Serbest kalan en yaygın kardiyak enzim (CK) kreatin kinazdır. CK-MB ise bu enzimin kalp kasına ait kısmı olarak bilinir. Kalp krizi geçirmekte olan kişinin kanında ilk 6 saat içinde artış gösterir.

Kalp kasına ait bir protein türü olan troponinin ölçümesi kalp krizi teşhisi için bir diğer testtir. Kanda yüksek troponin seviyeleri (troponin T veya troponin I), kalp kasında büyük olasılıkla hasar oluştuğunun göstergesidir. Kan içine salınan troponin miktarı, kalp kasının hasar derecesi ile ilişkilidir. Oldukça hassas bir testtir.

Ayrıca kan kültürleri, vücut sisteminde mikroorganizmaların (endokardit oluşturan bakteriler gibi) olup olmadığını belirlemek için kullanılabilir.

BNP ve NT-proBNP, kalp yetmezliğini teşhis etmeye ve izlemeye yardımcı olmak için kullanılan basit bir kan testleridir. Pro-BNP ve NT-proBNP test sonuçları farklı değerler sağlar.

B tipi natriüretik peptid (BNP), kalbiniz tarafından üretilen bir hormondur. Pro-BNP iki parçaya ayrılır ve aktif BNP yanında aktif olmayan prohormon NT-proBNP ortaya çıkar. BNP ve NT-proBNP kalpteki basınçtaki değişimlerine yanıt olarak serbest bırakılır. Bu değişimler kalp yetmezliği ve diğer kalp rahatsızlıklarıyla ilişkili olabilir. Kalp yetmezliği geliştiğinde veya daha da kötüleştiğinde seviyeler yükselir.Çoğu vakada, kalp yetmezliği olan hastalarda BNP ve NT-proBNP düzeyleri kalp işlevleri normal olanlardan daha yüksektir.

Kalp Hastalıklarında Elektrokardiyografi (EKG)

Kısaca EKG olarak bilinen elektrokardiyografi, kalbin elektriksel aktivitesini kaydeden basit ve ağrısız bir testtir. Kalp hastalıklarında tanısı en yaygın kullanılan testtir. Cihaza bağlı birkaç elektrot hastanın, göğsüne yapıştırılır ya da tutturulur. Cihaz, sadece kalp hareketlerini bir grafik kağıdına kaydeder, vücut içine elektrik göndermez.

Her atımda, kalp boyunca bir elektrik dalgası dolaşır. Bu dalga kanın sıkışmasına ve kalpten kan pompalanmasına neden olur. EKG testi elektrik sinyallerinin kalpten geçerken güç ve zamanlamaları, kalbin atım hızını ve ritmini gösterir. EKG kalp krizi, angina krizi, aritmiler vb. bulguları algılamaya yardımcı olabilir.

Bir EKG iki önemli bilgi sunar. İlk olarak, EKG’deki zaman aralıkları ölçülerek, elektrik dalgasının kalpten ne kadar sürede geçtiği belirlenebilir. Bir elektrik dalgasının kalbin bir bölümünden diğer bölümüne ne kadar sürede geçtiğinin belirlenmesi kalbin elektirksel aktivitesinin yavaş mı hızlı mı ya da düzenli olup olmadığını anlamaya yardımcı olur. İkinci olarak, bir kalp kasından geçen elektriksel aktivite miktarını ölçerek, kalbin bölümlerinin çok büyük olup olmadığını veya aşırı yüke maruz kalıp kalmadığı öğrenebilir.

Kalp Hastalıklarında Anjiyografi (Kateterizasyon)

Anjiyografi (kateterizasyon), invaziv girişim gerektiren ve damarların içinin görüntülenmesini sağlayan bir testtir. İşlem kasıktan ya da el bileğinden yapılabilir. Anjiyografi tanı koymak için yapılan bir testtir. Ancak bazı durumlarda bazı damar darlıklarına işlem sırasında müdahele edilebilir. Bu işleme anjiyoplasti denir. Böyle bir durumda tedavi öncesinde hastanın onayı alınır. Onay alınmadan herhangi bir işlem yapılmaz.

NOT: Anjiyografi öncesinde hastanın hamilelik ya da emzirme durumu varsa bunu doktora bildirmelidir.

Kateterizasyon (anjiyografi) işlemi görüntülenecek bölgeye göre adlandırılır. Kalbin görüntülenmesi için yapılan anjiyografi işlemi koroner anjiyografi, kol ve bacak gibi uzuvların damarları görüntülecekse periferik anjiyografi ve boyun damarı (karotis arter) görüntülenecekse karotis anjiyografi olarak adlandırılır.

Kateter adı verilen ince bir plastik tüp ciltte yapılacak küçük bir kesi vasıtasıyla bir artere yerleştirilir. Kateter incelenecek olan bölgeye yönlendirildikten sonra tüp üzerinden bir boyar madde (kontrast/opak madde) enjekte edilir ve röntgen ışınları altında görülebilen bu boyar madde ile damarların hareketli görüntüleri kaydedilir.

Anjiyografi ile,

Atardamarlardaki anevrizmalar, ateroskleroza bağlı plak oluşumları ve darlıklar, yapısal bozukluklar ( malformasyon ) görüntülenir. Ayrıca koroner anjiyografi kalbin odacıklarının boyutlarını, kasılıp gevşeme oranını, kalp kapaklarının durumunu ve bunun yanında kalbin odacıklarında ve arterlerindeki basınçları gösterir.
Anjiyografi sonrası oluşabilecek olası komplikasyondan şunlardır;

  • Kontrast madde ( opak madde ) alerjileri
  • Enfeksiyon,
  • Kanama sonucu oluşabilecek hematom,
  • Damar hasarı
  • Pıhtı oluşumu
  • Ritim bozukluğu

Böbrek hasarı ( böbrek fonksiyonları işlem öncesi kontrol edilir. Gereken durumlarda böbrek koruma protokolü uygulanır. )
İşlem Anjiyografi salonunda yapılır. 4-10 saatlik açlık gereklidir. İşlem öncesinde üzerinizde herhangi bir aksesuar bulunmamalıdır. İşlemin yapılacağı bölge temiz olmalıdır. Bir hasta önlüğü giyerek anjiyografi salonununa alınırsınız. Sedye şeklinde bir masaya uzanırsınız. Kateterin gireceği bölgeye lokal anestezi uygulanır. Damar içinde ağrı uyaranları bulunmadığından kateterin ilerleyişinde herhangi bir ağrı hissetmezsiniz. İşlem yaklaşık 15-30 dk sürer. Eğer kateterizasyon kasık bölgesinden yapılmışsa, anjiyo sonrasında dinlenme odasına alınırsınız ve işlem yapılan bölgeye 6 saat kum torbası konur. El bileğinden yapılan işlemlerde kanamayı engelleyen özel bir bileklik takarsınız ve bekleme süreniz kısalır. Anjiyografi sonrasında aynı gün taburcu edilirsiniz. Anjiyografi işlemi sonrasında opak maddenin vücuttan atılmasını kolaylaştırmak için bol su alınmalıdır.

Ekokardiyografi (EKO)

Bu test, ses dalgaları kullanılarak kalbin hareketli bir resminin oluşturması yöntemidir. Ekokardiyografi direk olarak kardiyoloji uzmanı tarafından yapılan bir testtir. Uygulanma şekillerine göre birkaç tip ekokardiyografi bulunur. Bunlar; Transtorasik Ekokardiyografi Transözofajiyal Ekokardiyografi ( TEE EKO ) Stress Ekokardiyografi Intravascular Ultrasound ( IVUS ) Transtorasik Ekokardiyografi: Hasta için acısız bir testtir. Geleneksel ekokardiyografi olarak bilinir. İşlem öncesi herhangi bir ön hazırlık gerekmez. Hasta işlemin yapılacağı masaya sol kolu başının altında olacak şekilde hafif yan bir şekilde uzanır. Ultrason probunun cilde temasının daha iyi sağlanması için göğüs bölgesine bir jel sürülür. Probun kalp bölgesinin üzerinde gezdirilir ve yüksek frekanslı ses dalgaları (ultrason) yardımıyla oluşan görüntüler kaydedilir. Transtorik Ekokardiyografi ile kalp hakkında şu bilgiler elde edilir; Kalbin şekli, büyüklüğü, odacıklarının yapısı, duvar kalınlıkları, Kalp kapaklarının şekli ve işleyişi, Kalbin odacıklarının kasılıp gevşeme oranları, Kalbin duvarları arasında delik olup olmadığı Kalpte pıhtı ya da tümör oluşumları Kalp kapaklarınızın etrafında bakteriyel, viral veya fungal enfeksiyonların anormal bir doku oluşumları

Transözofajial Ekokardiyografi (TEE EKO):

Vücudun dışından yapılan bir ekodan farklı olarak, transözofageal ekokardiyografi (TEE) özofagusa yerleştirilen bir prob ile gerçekleştirilir. Bu prob geleneksel ekokardiyografide kullanılan probdan farklı olarak yemek borusuna girebilecek küçük parmak kalınlığında bir tüple birleştirilmiş minyatür bir probtur. Özofagustan elde edilen resim, kalbe daha yakın noktadan yapılır böylece ses dalgalarının aşması gereken dokular azalmış olur. Bu nedenle görüntüler geleneksel ekokardiyografiden daha nettir.Doktorlar standart bir ekokardiyografinin onlara verebileceğinden daha fazla ayrıntıya ihtiyaç duyduklarında TEE kullanırlar. İşlem öncesinde TEE EKO için 4-6 saatlik açlık gereklidir. İşlem sırasında Uzman kardiyolog tarafından uygulanan işlem yaklaşık 20-30 dk. sürer. Boğazınızı uyuşturmak ve öğürme refleksini bastırmak için bir ilaç ile püskürtülür. Bir masaya uzanırsınız. Damar yolunuz açılır ve sakin olmanıza yardımcı olmak için hafif bir sakinleştirici (ilaç) verilir. Göğsünüze elektrotlar yerleştirilir. Doktor daha sonra yavaşça ince, esnek bir boruyu (prob) ağız yoluyla ve boğazınıza doğru yönlendirir ve siz aşağı inerken sizden yutkunmanızı ister. Bu prob, kalbinize ses dalgaları gönderir. Böylece kalbinizin görüntüleri kaydedilir İşlem sonunda bir süre dinlenirsiniz. İyi hissettiğinizde evinize gidebilirsiniz. İşlem sonrasında Boğazınızdaki uyuşukluk hissi yok olana kadar bir şey yemeyin ya da içmeyin. Testten hemen sonra yutkunma sorununuz olabilir, ancak bu birkaç saat içinde ortadan kalkacaktır. Testten sonra bir iki gün boyunca boğaz ağrısı yada ses kısıklığı görülebilir. Sakin kalmanıza yardımcı olmak için bir sakinleştirici uygulanmışsa, testten sonra biri sizi eve götürmelidir.

Stress Ekokardiyografi:

Bu test ekokardiyografinin egzersiz sırasında yapılan şeklidir. Eğer hastanın yürüyüş bandında yürümesine engel bir durum varsa, damar yoluyla kalp atışını hızlandıran ilaçlar ( dobutamin, adenozin gibi ) verilerek de test uygulanabilir. Stres ekokardiyografi ile normal ekokardiyografi karşılaştırıldığında, kalbin stress altında çalışmasında ortaya çıkan sorunlar saptanır. Test, kalp kasının yeterli miktarda kan akışı ve oksijen alıp almadığı (stres altında) çalışıp çalışmadığını görmek için yapılır. Önce dinlenme sırasında kalple ilgili ölçüm ve görüntülemeler yapılır ve kan basıncı ve kalp ritmi kaydedilir. Daha sonra hasta koşu bandında yürür. Bu sırada vücudunuza elektrodlar bağlıdır. Ayrıca kan basıncınız otomatik olarak ölçülür. Yavaş bir şekilde (yaklaşık 3 dakikada bir) hız ve eğim arttırılır. Kalp atış hızı arttıkça veya tepe noktasına ulaştığınızda tekrar ekokardiyografi görüntüsü çekilir. Görüntüler kalp hızı arttıkça kalp kasının herhangi bir bölümünde hareket kusuru olup olmadığını gösterecektir. Bu, damar daralması veya tıkanması nedeniyle kalbin bir bölümünün yeterli miktarda kan veya oksijen alamayacağının işaretidir. Hastada kararsız göğüs ağrısı, yeni geçirilmiş kalp krizi, ileri derecede aort darlığı ve ciddi ritim bozukluğu gibi risk unsurları olduğunda bu test yapılmaz. Test için 4 saat açlık gerekir. Test öncesi kafein alınmamalıdır. Kesilmesi gereken ilaçlar varsa doktorunuz tarafından bilgilendirilirsiniz.

Intravasküler Ultrason (IVUS) 

İntravasküler ultrason (IVUS) veya intravasküler ekokardiyografi, ekokardiyografinin ve kardiyak kateterizasyon prosedürünün bir kombinasyonudur. IVUS ile koroner arterlerin içten dışa bir görüntüsünü elde edilir. İntravasküler ultrason tanısal bir testtir. Koroner anjiyografide koroner arterlerin iç kısmının iki boyutlu bir silueti görüntülenirken, IVUS hem iç kısmın hem de arter duvarının katmanlarının kesitini gösterir. Damarla ilgili koroner anjiyografiye göre daha fazla bilgi verir. İşlem koroner anjiyografi prosedürü ile aynı şekilde yapılır. Hastanın hazırlanma süreci koroner anjiyografideki gibidir. Damar içine girebilecek kadar küçültülmüş bir ultrason probu kateterin ucuna yerleştirilmiştir. Anjiyo işleminde olduğu gibi bu katater kılavuz tel yardımıyla kalbe kadar iletilir. Yüksek frekanslı ses dalgaları yardımıyla arter içindeki dokuların görüntü kesitleri oluşturulur. Bu görüntüler arterin enine kesitli bir görüntüsünü verir. İşlemin riskleri de koroner anjiyografinin riskleri ile aynıdır. IVUS koroner anjiyografinin yeterli olmadığı durumlarda kullanılır.

EFOR Testi

Bu test, kalbin efor altında nasıl çalıştığını gözlemlemek için yapılır. Efor testi aşağıdaki durumlar için yapılması önerilir;

  • Koroner arter hastalığının teşhisinde,
  • Kalp ile ilgili olası göğüs ağrısı, nefes darlığı, ritim bozukluğu gibi belirtilerin eforla ilişkisinin araştırılmasında,
  • Güvenli bir egzersiz seviyesinin belirlenmesinde,
  • Koroner arter hastalığı olan hastalarda hastalığın takip aşamasında ilerleyişini izlemek için,
  • Hipertansiyonun eforla ilişkisinin incelenmesinde,

Test sırasında hasta, göğsünüze EKG elektrotları bağlı bir halde bir koşu bandı üzerinde yürürsünüz. Bu sırada cihaz kalbin aktivitesini kaydeder. Aynı zamanda kolunuza bağlı manşon ile belirli aralıklarla tansiyon ölçümüz yapılır. Yavaş bir şekilde (yaklaşık 3 dakikada bir) hız ve eğim arttırılır. Çeşitli nedenlerle egzersiz yapamayacak durumda olan hastalara kalp atış hızlarını artıran ilaçlar verilerek ölçümler yapılır. Ateroskleroz ve koroner kalp hastalığı olan hastalarda plaklarla daralan arterler, kalp daha hızlı atmaya başladığında kalp kasına yeterince kan temin edemezler. Bu, nefes darlığı ve göğüs ağrısına neden olabilir. Test sırasında kalp hızı, nefes alma, kan basıncı, elektrokardiyogram (EKG) ve kendinizi nasıl hissettiğiniz izlenir. Testin herhangi bir aşamasında göğüs ağrısı ya da rahatsızlık yaşamanız durumunda test sonlandırılır. Efor testinin pozitif çıkması kalbin yeterince kan alamadığı ve koroner arterlerinizde daralmalar olabileceğini işaret eder. Doktorunuz daha ileri tetkikler isteyebilir.

HOLTER Testi

Holter cihazı, kullanılan izleme türüne bağlı olarak kalbin aktivitesini (EKG) 24 ila 48 saat veya daha uzun süre sürekli olarak ölçen ve kaydeden, pille çalışan taşınabilir bir aygıttır. Cihaz küçük bir fotoğraf makinesi boyutundadır. Holter cihazına bağlı elektrotlar vücudunuza yapıştırılır. Günlük faaliyetleriniz boyunca EKG’nizi ya da kan basıncınızı kaydeder. Ritim takibi için takılmışsa ritim holteri, kan basıncı takibi için takılmışsa tansiyon holteri olarak adlandırılır. Düzensiz bir kalp atışı (aritmi), düzensiz tansiyon değerleri, açıklanamayan bayılma gibi şikayetleri olan hastaların ilk olarak tansiyon ölçümleri ve EKG’leri istenir. Fakat bazen bu EKG ya da tansiyon ölçümünde herhangi bir sorun izlenmez. Çünkü bu anlık bir ölçümdür. O an şikayetleriniz olmayabilir. Böyle bir durumda doktorunuz 24 ya da 48 saat boyunca belli aralıklarla ölçümlerinizi yapacak bir holter cihazını üzerinizde taşımanızı isteyebilir. Bu süre zarfında Holter monitörü, bir elektrokardiyogramın algılayamadığı kalp ritmindeki düzensizlikleri algılayabilir. Elektrotlarla birlikte üzerinize yerleştirilen holter cihazı küçük boyutlarda olduğundan çalışmanıza devam edebilir ve tüm gündelik işlerinizi yapabilirsiniz. Sadece banyo yapmamanız istenir. Cihaz suya dayanıklı değildir. Gerekli görülen sürenin sonunda cihazı takan hemşireye teslim edersiniz. Doktorunuz Holter kayıt cihazının sonuçlarını değerlendirdikten sonra size bilgi verir. Gerekli gördüğü takdirde sizden ek tetkikler isteyebilir. Bazı durumlarda, doktorunuz özellikle Holter monitör testi sonuçlarına dayanarak durumunuzu teşhis edemeyebilir; özellikle de monitörü takarken herhangi bir düzensiz kalp ritmi yoksa. Doktorunuz daha sonra her ikisi de standart bir Holter monitöründen daha uzun süre giyilebilen bir kablosuz Holter monitörünü veya bir olay kaydedicisini önerebilir. Olay kayıt cihazları Holter monitörlerine benzer ve belirtiler hissettiğinizde genellikle bir düğmeyi basmanızı gerektirir.

Leave a comment

Sohbete Başla
Merhabalar, Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?